Tarihçi-Araştırmacı

Tarihçi-Araştırmacı/Historian-Researcher/مورخ و محقق


Bloqa Xoş Gəlmişsiniz/Bloga Hoşgeldiniz/Welcome to the Blog/به بلوگ خوش آمدید/بلوقا خوش گلمیشسیز/


14 Haziran 2013 Cuma


Safevilerde Ateşin Arındırma Niteliği İnancı ve Kökeni Hakkında

Dr. Hasan Gülmuhammet

Gök Türklerde ateşin temizleyici gücü ve niteliği inancının varlığı bilinmektedir. Onlar temizlemek istedikleri şeyleri iki sıra halinde yanan ateşler arasından geçirirlerdi. Bu konudaki tek örneğimiz ise Batı Gök Türklere aittir.

560’lı yıllarda Sasani devleti İpek Yolu’nu kapatmış ve böylece Çin’den Avrupa’ya mal akışını engellemiştir. Bu da genellikle Soğdlardan oluşan Orta Asya tacirlerini zor durumda bırakmıştır. Gök Türklere tabi Soğdlar bu duruma çare bulmak için Türk devletinden yardım istemişlerdi. Türk devleti de müzakere ile bu sorunu çözmek amacıyla Soğd asıllı Maniak başkanlığında bir heyeti Sasani sarayına göndermiştir; ancak müzakereler istenilen neticeyi vermemiştir. Sasani devleti, ipek ticaretini ve bu yolla mal akışını engellemekle iki rakibi, Gök Türkler ile Bizans’ın ana gelirlerinin birisi olan başta ipek ve diğer malların ticaretini engelleyerek onları zayıflatmak istemekteydi. Bu sorunun ancak savaşla çözüleceğine inanan Gök Türkler ile Bizans, Sasanileri iki taraftan sıkıştırmak istemişler ve bunun için aralarında elçiler gidip gelmiştir. Bu elçilerden biri ise Zemakhos olmuştur. 568 yılında Batı Gök Türk sarayına gelen bu elçiyi, hakanın huzuruna çıkmadan önce arındırmak amacıyla iki sıra ateş arasından geçirmişler.[1] Bu örnek, eski Türklerde ateşin arındırma niteliğinin olduğu inancının tek örneğidir. Bunun Türkler tarafından mı yoksa Gök Türklerin hizmetinde olan Zerdüşti Soğdlar tarafından yapıldığı bilinmiyor. Ancak Batı Gök Türklerde bu inancın varlığı bu şekilde saptanmıştır.

Müslüman Türklerde de bu inancın izine rastlanmaktadır. Safevi hükümdarları döneminde Başkent İsfahan’da çok sayıda eğlence merkezleri ve İslami genelevlerin (muta nikâhı veya kısa süreli bazen saatlik evlenme yoluyla yapılan ilişkilerin olduğu yerler) varlığı bilinmektedir. Bunlar resmi faaliyet etmekte ve düzenli olarak devlete vergi ödemekteydiler. Herhalde bu vergilerin önemli miktarda olmasından dolayıdır ki Şah bu paralardan vazgeçememiş, ancak hazineyi kirletmemeleri için sarayın ve ülkenin ateş ile ilgili masrafları karşılamak üzere harcanması gerektiği talimatını vermiştir. Meşaleler, havai fişekler, ışıklandırmalar ve mumların masrafları bu paralardan karşılanmalıydı. Böylece bir nevi temizlik hâsıl olurdu.[2] Herhalde bu nedenden dolayı olmalı ki Safevi sarayında meşaledarbaşı makamı, eğlence merkezlerinden ve genelevlerden sorumluydu.

Ateşin temizleme gücünün olması genellikle Zerdüştilikle ilgilendirilmektedir. Çoğu bilim adamı bu konuya işaret etmekte ve Türklerde bu inancın varlığını Zerdüştiliğe bağlamaktadırlar.[3] Bu konunun Orta Asya’dan İran’a intikal ettiğini, yoksa İran’daki Zerdüştilerden alındığını bilemiyoruz. Safevi dönemi Seyahatnamelerine göre İsfahan’da önemli sayıda Zerdüşti yaşamaktaydı.[4] Şah Abbas ve Safevi devleti bu Zerdüşti azınlıkla iyi arası yoktu ve onlara başka azınlıklara göre daha fazla baskı ve vergi uygulamaktaydı. Bu da Safevilerin onları Müslümanlaştırma çabası olarak görülebilir.[5]



[1] Eduard Chavannes, Batı Türkleri, Selenge Yayınları, İstanbul 2007, S 299.
[2] Jean Chardin, Safarname, Tus Yayınları, Tehran 1372 (1993), C. 2, s.789-790.
[3] Bahaeddin Ögel, İslamiyet’ten Önce Türk Kültür Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, s.189.
[4] Pietro De La Valle, Safarname, Enteşarat-e Elmi-Farhangi Yayınları, Tehran 1370 (1991), s. 49
[5] Moslem Aliabadi, “Barrasi-ye Vaziyat-e Agaliyatha-ye Mazhabi-ye Dore-ye Safavi”, Tarikhpajuhi, Sa. 20, 1383 (2004), s. 12-13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder