Anahatlarıyla Azerbaycan Türk Tarihi
Arî öncesi İran’da yaşayan kavimler tarihinde Türklük ile bazı izler görülse de; Azerbaycan ve bitişik topraklarda yaşayan Elam, Kas ve Kut gibi eski kavimlerin kültüründe bir takım Türkçe kelimeler ve bazı Türk kültürü öğeleri tespit edilse de Azerbaycan tarihinde bilinen en eski Türkler Avrupa’ya göç sırasında bu toprakların kuzey bölgelerinde yerleşmiş olan bazı Hun boylarıdır.[1] Bazı Hun boylarının Avrupa’dan Anadolu’ya akın ettikleri ve oradan da Azerbaycan’a geldikleri bilinmektedir.[2] Onlardan sonra Sabirler ve Hazarlar da Azerbaycan’ın kuzeyine yerleşmekte ve Hazarlar zaman zaman dönemin ve bölgenin güçlü imparatorluğu Sasanilerle (224-651) rekabet edebilmekteydiler.[3]
Asya Hun (M. Ö. 209-216) ve Gök Türkler (552-743) İmparatorlukları döneminde Türklerin hakimiyetine giren Orta Asya’nın büyük bir kısmı Türk boylarının akınına uğramış ve Türkleşmeye yüz tutmuştur.[4] İslam ordusunun 651 yılında Sasani devletini ortadan kaldırmasıyla yaranan boşluk sonucunda Türklerin batıya olan göçleri daha hızlı ve yoğun bir şekilde devam etmiştir. Türkler, İslam kültür dairesine girdiklerinden ve Müslüman olduklarından sonra bugünkü İran topraklarına girilmiş, ilk olarak Simcuriler ve devamında büyük Gazneliler devleti kurulmuş, özellikle Selçuklular döneminde büyük fetihler yapılarak kısa bir sürede İran, Azerbaycan, Irak, Suriye, Anadolu ve civar bölgeleri ele geçirilerek geniş bir İmparatorluk yaratılmış ve bu araziler ebediyen Türk toprakları yapılmışdır.[5]
Neredeyse bütün Orta Doğu ve Orta Asya’nın bir kısmını ele geçiren Selçuklular Azerbaycan topraklarını da hakimiyetlerine almışlardır. Bu şekilde ilk defa aynı zamanda Azerbaycan’ın güneyini ve kuzeyini kapsayan bir Türk devleti kurulmuş oldu.
Türklerin Azerbaycan’a hakimiyeti uzun zaman sürmüştür. Selçuklular devletinin düşüş döneminde Azerbaycan’ın kuzeyinde Şirvanşahlar ve güneyinde ise Eldenizliler devleti (1136-1225) kurulmuştur. Daha sonra Eldenizliler devletinin güçlenerek Irak Selçuklu devletini ve Şirvanşahları kendine tabi kıldığı görülmektedir. Selçukluların parçalanışından sonra da ayakta kalan Eldenizliler devleti Harezmşahlarla iyi münasebetlere sahip idiler.[6]
Moğolların Harezmşahlar devletini yıktıktan sonra bölgeye akın etmeleri bu devletlerin sonunu getirmiştir. İran’da ve Azerbaycan’da İlhanlılar devleti kurulmuş ve Mısır hariç bütün bölge Moğol hakimiyetine boyun eğmiştir. Bazi dönemlerinde başkenti Muğan, Tebriz ve Marağa gibi Azerbaycan kentleri olan İlhanlı devleti ile büyük Türk kitleleri de Azerbaycan’a gelip yerleşmişlerdi.[7]
İlhanlılardan sonra da Azerbaycan’da Türk hakimiyeti devam etmiş, Ak Koyunku, Kara Koyunlu, Safevi ve Kaçar gibi Türk devletleri 19. yüzyılın sonlarına kadar Azerbaycan’da Türk kültürünü yaşatmışlardır. Dolayısıyla Selçuklularla başlayan süreç 1920 yılına kadar devam ettirilmiş ve bu yılda başta İngiltere olmak üzere sömürgeci güçlerin planı ve oyunuyla, daha iyi ve az masraflı yollarla ülkeyi sömürmek için Avrupa-Fars tarih öncesi akrabalık bağlarının şişirtilmesiyle İngiltere ve Avrupa devletleri ve halkları Fars devleti ve halkının gerçek dostları gibi gösterilerek darbe Kaçar devleti yıkılmış ve şovenist Pehlevi devleti hakimiyete getirilmiştir.[8]
Azerbaycan ve Anadolu’ya olan Türk göçlerinin en yoğunu Selçuklular ve Moğollar döneminde olmuş ve bölgenin Türkleşmesini sağlamıştır.[9] Ancak Türklerin İran ve Azerbaycan’a gelip yerleşmesiyle yeni bir süreç başlamıştır. Daha önce İrani boylarla olan münasebetleri daha çok düşmanca olan (Soğdlarla olan münasebetler hariç) Türkler İslam kültür dairesi ile birlikte İran kültür dairesine ve İran topraklarına girmişler ve onları hakimiyetleri altına alarak beraber yaşamaya başlamışlardır. Türk kültürü burada bazı farklı öğeler almıştır. İslamiyet’i kabul etmiş Türklerde daha sonra Şiiliğin İran’ı merkez edinmesi ve burada yayılmasıyla ortaya çıkan yeni dinî anlayışla İran ve Arap medeniyetlerine ait önemli kültür öğeleri yerleşse de Türk örf ve adetlerinin ağır bastığı, Arap ve Fars dillerinin yanında Türkçe’nin de kullanıldığı, saray ve ordu dili olduğu ve Fars kitleleri yanında bile üst kültür sayıldığı görülmektedir.[10] Türklerin yüzyıllar boyu İran’a hakim olmalarıyla özellikle Türk hakimiyet anlayışı ve sistemi yerleşmiş ve bölge dillerinde önemli izler bırakmıştır.
[1] Togan Z. V., Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1981, s. 45-46, s.154
[2] Kafesoğlu İ., Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, 13. baskı, İstanbul 1997, s. 73
[3] Artamanov M. İ., Hazar Tarihi, Selenge Yayınları 2004, s. 243-246
[4] İzgi Ö.., “Orta Asya’nın Türkleşmesi”, TED, sayı 12, 1982, s. 627-640
[5] Özdek R., Türkün Kızıl Kitabı, Ahter Yayınları, Tebriz 2001, s. 86-115
[6] Aliyarlı S. (Red.), Azerbaycan Tarixi, Azerbaycan Neşriyatı, Bakı 1996, s. 217-224
[7] Spuler Berthold, İran Moğolları, TTK Yayınları, Ankara 1987
[8] Erdebili A., “Dadname-ye Azerbaycan”, Tribun Dergisi, sayı 4, İsveç 1999, s. 211-347
[9] Heyet C., Azerbaycan’ın Türkleşmesi, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, Cilt 1, sayı 1, 2004, s. 7-19
[10] Acar İ., “Türkçe ile İlgili Bir Analiz”, www.epigraf.fisek.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder